
Son 10 yılın verilerine göre ülkemizde cilt kanseri vakalarının ciddi artış gösterdiğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Kadir Kaya, “Türkiye’de cilt kanseri görülme sıklığı 2023 yılı verilerine göre 100 bin kişide yaklaşık 20-30 arasında değişmektedir ve bu oran giderek artış göstermektedir. Bu artışın başlıca nedenleri yeterli güneş koruyucu önlemlerin alınmaması, nüfusun yaşlanması, solaryum kullanımındaki artış ve sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması sayesinde erken teşhisin daha sık konulabilmesidir. Bu hastalıkta en önemli etken ise ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmaktır” dedi.
İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Dermatoloji Uzmanı Dr. Kadir Kaya, Cilt Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle uyarılarda bulundu.
Cilt kanserinin, ciltteki hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalıp, anormal büyümesiyle ortaya çıkan bir kanser türü olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Kadir Kaya, “En sık rastlanan çeşitleri bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve malign melanomdur. Melanom dışındaki türler genellikle daha yavaş seyrederken, melanom daha hızlı ilerleyip erken teşhis edilmediğinde ciddi hayati risklere yol açabilir” diye konuştu.

Cilt kanseri oluşumunda hem çevresel hem de genetik faktörlerin rolünün büyük olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Kaya, “Bu hastalıkta en önemli etken ultraviyole (UV) ışınlarına maruz kalmaktır” dedi.
Uzm. Dr. Kaya, cilt kanserinde risk faktörlerini şöyle sıraladı:
“Güneş ışınlarına uzun süreli maruz kalmak,
Açık ten rengine, açık saç ve göz rengine sahip olmak, çilli cilt yapısı,
Ailede cilt kanseri öyküsü bulunması,
Bağışıklık sisteminin zayıflamış olması,
Çocuklukta geçirilen şiddetli güneş yanıkları,
İleri yaş,
Çok sayıda beni bulunan bireyler,
Uzun süre açık havada çalışan meslek grupları (çiftçiler, balıkçılar, inşaat işçileri),
Solaryum kullanımı,
Bazı kimyasal ve fiziksel karsinojen maddelere maruziyet.”

Uzm. Dr. Kaya, cilt kanserinde görülen bazı belirtileri şu şekilde sıraladı:
Tanı konma sürecinden bahseden Uzm. Dr. Kaya, “Cilt kanserinin teşhisinde öncelikle ayrıntılı bir dermatolojik muayene yapılır. Şüpheli lezyonlar ‘dermatoskop’ adı verilen özel bir cihazla incelenir. Gerekli görüldüğünde biyopsi alınarak patolojik inceleme yapılır. Erken teşhisin tedavi başarısını doğrudan etkilediği unutulmamalıdır” dedi.

Cilt kanserinden korunmak için çevresel risk faktörlerinden kaçınmak gerektiğini dile getiren Uzm. Dr. Kaya, şu önerilerde bulundu:
“Güneş ışınlarının en dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında doğrudan güneşe maruz kalmaktan kaçının.
Dışarıda bulunmanız gerekiyorsa gölgede kalmaya özen gösterin.
UVA ve UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan, SPF 30 ve üzeri geniş spektrumlu güneş koruyucu ürünler kullanın. İki saatte bir yeniden uygulayın. Yüzdükten ya da aşırı terledikten sonra koruyucunuzu mutlaka yenileyin.
Geniş kenarlı şapkalar ve uzun kollu giysiler kullanarak fiziksel koruma sağlayın. Gerekirse şemsiye kullanın.
Çocukluk çağından itibaren güneşten korunma bilinci aşılayın.
Solaryum kullanımından kaçının.
Vücudunuzdaki ben ve lekeleri düzenli aralıklarla kendiniz gözlemleyin ve yılda bir kez dermatoloji uzmanına görünmeyi ihmal etmeyin.”
Tedavi yollarına değinen Uzm. Dr. Kaya, şu bilgileri paylaştı:
Kaynak: Yeni Şafak
Bir yanıt bırakın