Türkiye’de basın artık daha özgür

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Yabancı güçlerin operasyon aygıtı olarak toplum mühendisliğine heveslenen medyaya ne saygı duyarız ne müsamaha gösteririz” dedi.

Külliye’de düzenlenen “10. Anadolu Medya Ödülleri” Töreni’nde konuşan Erdoğan, şunları söyledi: “Gurur kaynağımız olan Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir.”

MANŞETLERLE ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK

“Hakikatin peşinde koşanlar, doğrunun izini sürenler, dördüncü kuvvet olmanın ağır yükünü taşımaya çalışanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler aynı zamanda tarihe not düşer, sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgün ve özgür bir duruş sergiler. Bütün bunları meselelerin uzağında bir isim olarak söylemiyorum. Tam tersine siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, itibar suikastlarına maruz kalmış, vesayetçi ve tek sesli medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş bir kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik.”

UTANÇ VERİCİ GÜNLER GERİDE KALDI

“Bunu söylerken hamaset olsun diye değil, gerçeğin ta kendisi olduğu için ifade ediyoruz. Bundan 25-30 yıl öncesinin manşetlerine şöyle bir göz attığınızda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini sizler de gayet net göreceksiniz. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak dahi istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükümete ayar verildiği, lise ve ortaokul çağındaki çocukların öcü gibi gösterildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu, vesayetçiler adına siyasetçilerin her gün pervasızca örselendiği, köşe yazarlarının jurnalcilik yapmayı gururla anlattığı o karanlık, o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz.”

TÜRKİYE ARTIK DAHA ÖZGÜR

“Eski imtiyazlı statülerini kaybedenler yine itiraz edecek. Ama kim ne derse desin Türkiye bugün 2002 öncesine göre daha özgür, daha zengin, daha mümbit, hiç tartışmasız çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir. Hatta açık söyleyeyim, bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk, kuralsızlık seviyesine kadar gitmektedir. Özellikle milli güvenliğe dair konularda ülkemizdeki basın kuruluşları Batı’daki meslektaşlarına nazaran daha rahat kalem oynatmaktadır. Batı’da bırakın açık açık yazmayı veya haber yapmayı, düşüncesinin bile imkansız olduğu hususlar gazetelerimizde kolaylıkla yazılabiliyor.”

NİCE OPERASYONA MARUZ KALDIK

“MİT TIR’larının durdurulmasından 17/25 Aralık darbe girişimine, Gezi olaylarından ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesine kadar bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Türkiye hem de çok ahlaksız bir şekilde teröre destek veren bir ülke gibi lanse edildi. FETÖ’nün, gazete ve televizyon kanalı kisvesiyle demokrasimize kastettiği nice operasyona maruz bırakıldık. Sırf hükümete saldırıyor diye FETÖ tetikçilerinin ülkemizdeki belli çevreler tarafından nasıl korunduğunu, biz FETÖ ile kelle koltukta mücadele ederken muhalefetin örgüte nasıl sahip çıktığını da unutmadık. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle o gün FETÖ’ye kol kanat gerenler, dikkatinizi çekerim, aynı kesimlerdir. Değişen bir şey yok.”

ESKİ TÜRKİYE’YE RAĞBET KALMADI

“Türk medyasındaki artan çeşitlilik ve renkliliğin vesayetçilerin gölgesine sığınarak güya gazetecilik yapanları rahatsız ettiğinin elbette farkındayız. Son 40-50 günde yaşananlar, ellerine fırsat geçtiğinde bunların nasıl bir faşist rüzgar estireceklerini bir kez daha göstermiştir. Onlara bugün şu atasözümüzü tekrar hatırlatmak isterim: ‘Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı.’ Birileri halen kabullenmek istemese de Yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bültenini aratmayan gazete çıkarılan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, antidemokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler inşallah bir daha geri gelmemek üzere eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır.”

DURUŞUMUZ GAYET NET

“Dördüncü kuvvet olarak demokrasimize güç veren medyanın hükümetimize muhalif de olsa başımızın üstünde yeri vardır. Gerçeklere ayna tutan, bize yol gösteren bir medyayla siyasi hayatımızın hiçbir döneminde sorunumuz olmadı, bugün de olamaz. Yapıcı eleştiri, yapıcı muhalefet bizim her zaman ülkemizde görmeyi arzu ettiğimiz bir durumdur. Ama eskiden olduğu gibi medya sopasıyla siyaset kurumunu ve milleti hizaya sokmaya çalışanlara karşı da duruşumuz gayet nettir. Özellikle yabancı güçlerin operasyon aygıtı olarak toplum mühendisliğine heveslenen medyaya ne saygı duyarız ne müsamaha gösteririz. Hukuk ve demokrasi içinde bunlarla mücadelemizi 23 senedir olduğu gibi aynı kararlılıkla sürdürürüz.”

Elinizi taşın altına koyun

23 yılda gerçekleştirdikleri sessiz devrimler neticesinde ülkedeki medya ekosisteminin zenginleşmesinden son derece memnun olduklarını, bunun korunması ve güçlendirilmesi gerektiğine inandıklarını belirten Erdoğan, itirazlarının basın özgürlüğünün suistimal edilmesine olduğunu vurguladı. Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’de basın özgürlüğü öne sürülerek yapılan haysiyet cellatlıklarının, yalan haberin, iftiranın, dezenformasyonun Batı dahil dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu kadar sorumsuzca yapılması mümkün değildir. Hep beraber el ele verip bunu değiştirmek, medya ekosisteminin kalitesini artırmak mecburiyetindeyiz. Diğer türlü hem sosyal barışımız hem demokrasimiz hem de basınımızın itibarı ağır yara almaya devam edecektir. Sessiz yığınların sesi olan Anadolu medyasının bu konuda da elini taşın altına koymasını bekliyorum. Halkın asıl sorunlarını karartıp kendi gündemlerini dayatmayı gazetecilik zannedenlere karşı verdiği, özellikle bu varlığını, ülkemiz için gerçek bir kazanç olarak görüyorum.”

Filistinli gazeteciler canice katlediliyor

Ödül alan basın mensuplarını ve basın kuruluşlarını tebrik eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Son törenimizin ardından Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde sadece görevini yaptığı için birçok basın emekçisi hayatını kaybetti. İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu. Tüm dünyanın, ülkemizdeki muhalefetin şikayet makamı olarak gördüğü yabancı basın kuruluşlarının gözleri önünde Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor. Her biri hakikat savunucusu olan bu kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, meslektaşlarına ve ailelerine başsağlığı temenni ediyorum.”

Sokak röportajıyla terör estiriyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşadıklarını ifade etti. “Özellikle ‘sokak röportajı’ adı altında sokaklarda adeta terör estirilmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor” diyen Erdoğan, şunları söyledi: “Sorumlu yayıncılık ilkelerini zaten bir tarafta bıraktık, bunları gözeten ve uygulayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.”

ELİNE KAMERA ALAN GAZETECİ DEĞİL

“Halkın nabzı ölçülmek, hissiyatına tercüme olmak yerine gerek provokatif sorularla gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor. İtibar suikastları ve hakaretler karşısında yargı harekete geçtiğinde ise bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara kopartılıyor. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Nasıl, bir cübbe giyen hakim savcı, avukat olmuyorsa nasıl bir üniforma giyen polis ve asker kabul edilmiyorsa, nasıl her stetoskop takana doktor demiyorsak eline mikrofon ve kamera alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez. Para kazanmak, üç beş tık daha fazla almak gibi bahaneleri asla geçerli mazeretler olarak göremeyiz. Millete saygısı olmayanın yaptığı işe de saygısı olmaz. Gazetecilik mesleğinin itibarına da zarar veren bu sorunun üzerine önce basın mensuplarımız, sonra da ilgili kurumlarımız mutlaka gitmelidir.”

Yeni Şafak’a büyük ödül: Likoğlu Yılın Yayın Yönetmeni

“10. Anadolu Medya Ödülleri” sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törende Yeni Şafak büyük bir ödülün sahibi oldu. Medyanın en iyilerinin ödüllendirildiği törende, Yılın Genel Yayın Yönetmeni ödülü, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu’na verildi. Likoğlu, ödülünü Erdoğan’ın elinden aldı.

4 ay sonra ilk görüşme

Cumhur İttifakı liderleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün dört ayın ardından ilk kez bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’yi konutunda ziyaret etti. Bahçeli, Erdoğan’ı konutunun önünde karşıladı. İki lider tokalaştıktan sonra görüşme için konuta geçti. Bahçeli, Erdoğan’ı beklerken kendisini görüntüleyen basın mensuplarını eliyle selamladı.

GÜNDEM ‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’

Yaklaşık 40 dakika süren görüşmede Terörsüz Türkiye süreci ana gündemi oluşturdu. İmralı’dan yapılan Kandil’e yapılan çağrı sonrası gelişmeler ele alındı. Bu çerçevede Meclis’e sunulması üzerinde çalışılan infaz paketi düzenlemesine ilişkin detaylar da ele alındı. Zirvede ekonomideki son gelişmelerin yanı sıra Meclis’in çalışma takvimi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları da değerlendirildi. Bu çerçevede Suriye’deki son durum, terörle mücadele gibi konu başlıklarının da üzerinden geçildi.

SON GÖRÜŞME 9 OCAK’TAYDI

İki lider son olarak 9 Ocak’ta bir araya gelmişti. Rutin olarak ayda bir araya gelmeye özen gösteren iki lider Bahçeli’nin geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yüz yüze görüşmelerine ara vererek, telefonla temaslarını sürdürmüştü.

Kaynak: Yeni Şafak

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*